ALKÜ HER ALANDA BAŞARIYA KOŞUYOR

ALKÜ HER ALANDA BAŞARIYA KOŞUYOR
  • 10 Ekim, 2017
ALKÜ HER ALANDA BAŞARIYA KOŞUYOR

Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Genetik ve Biyomühendislik Bölümü’nün 6. Ulusal Moleküler Biyoloji ve Biyoteknoloji Kongresi’nde yayınlanan posteri 3.’lüğe layık görüldü.

Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nin (ALKÜ) Genetik ve Biyomühendislik Bölümü’nün bu yıl Adana’da düzenlenen 6. Ulusal Moleküler Biyoloji ve Biyoteknoloji Kongresi’nde Araştırma Görevlisi Ceren Keçeciler’in hazırladığı poster 91 yayın arasından 3. oldu. Kongre dönüşü de ALKÜ Genetik ve Biyomühendislik Bölümü’nün 2017 Gün Dönemi Seminerleri kapsamında ödüle layık görülen “Actinobacillus succinogenes Kullanılarak Biyosüksinik Asit Üretim Optimizasyonu” adlı poster yayınını ve sunumunu Rafet Kayış Mühendislik Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirdi. Keçeciler özetle şu bilgilere yer verdi: “Canlıların trikarboksilik asit döngüsündeki organik yapı taşlarından biri olan süksinik asit son yıllarda Dünya’da biyoekonomik değeri gittikçe artan, endüstriyel pazarda ticarileşme oranı yükselen kimyasallardan biridir. Polibütilen süksinat ve poliamidler gibi biyobozunur biyopolimerlerin üretiminde, çeşitli özel kimyasalların sentezinde, gıda katkı maddeleri ve farmasötiklerin üretiminde kullanılmaktadır. Endüstriyel üretimlerde kullanılan süksinik asit petrokimyasallardan sentezlenmekteyken, biyoteknolojik yöntemler sayesinde daha çevreci, daha güvenli ve sağlık alanında kullanıma daha uygun biyosüksinik asit üretimi gittikçe önem kazanmaya başlamıştır. Medikal cihazlarda kullanılan biyopolimerlerin sentezinden, ilaç taşıma ve kontrollü ilaç salım sistemlerine, kozmetikten kişisel sağlık ve bakım ürünlerinin formülasyonlarında kullanıma kadar pek çok farklı alanda biyosüksinik asidin biyogüvenli kullanımı biyolojik üretimine dayanmaktadır. Actinobacillus succinogenes bakterisi çok farklı karbon kaynaklarından anaerobik koşullarda, CO2 fiksasyonu ile yüksek miktarda süksinik asit üretebilmektedir. A. succinogenes bakterisi biyosüksinik asit üreten diğer mikroorganizmalara göre yüksek glikoz ozmotik basıncına dayanıklıdır ve yüksek verimli biyosüksinik asit üretiminde önemli bir potansiyele sahiptir. Son yıllarda yenilenebilir doğal karbon ve azot kaynakları ile endüstriyel atıklar hammadde olarak kullanılarak mikroorganizmalardan biyosüksinik asit üretim optimizasyonu çalışmalarının arttığı görülmektedir. Üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve çevreye dost üretimler için peynir altı suyu, mısır ıslatma suyu, şeker pancarı küspesi ve melası, saman, mısır lifi, soya unu, maya özütü, ekmek atıkları, keçiboynuzu ve yer elması hidrolizatı gibi yenilenebilir karbon ve azot kaynaklarının kullanımları büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada fermantasyonla en verimli biyosüksinik asit üretimi için kullanılan hammaddeler, pH düzenleyicileri ve üretim koşulları incelenerek ülkemiz koşullarında bulunabilen azot ve karbon kaynakları ile laboratuvar ölçeğinde ekonomik ve verimi yüksek bir biyosüksinik asit üretim ortamının optimizasyonu konusunda öneriler ortaya konmuştur”.

Bir sonraki program ise 16 Ekim Pazartesi 16.00’da Rafet Kayış Mühendislik Salonu’nda gerçekleştirilecek.